Gönül Dicle İpekçi Web Sayfaları

20 Mayıs 2014 Salı

İçimdeki Anne

Her şey geçtiğimiz geçen hafta içinde gelişti. Yani ikizlerimin geçen cuma günü okul çıkışında o hafta atlattıkları sınavların stresini atmak için götürdüğüm parkta biraz fazla terleyip rüzgarın da etkisiyle üşütmüşlerdi dolayısıyla antibiyotik tedavisine 1 hafta kadar önce başlamıştık. Dün de kendilerini biraz iyi ve de arkadaşlarının doğum günlerine gitme konusunda ısrarlı görünce bende onları kırmak istemedim.Ancak İçimdeki Anne onlara gittiğimiz yerde fazla terlememeleri gerektiğini ne kadar tembihlese de çocuklar daha oraya adımlarını atar atmaz koşup top oynamaya başladılar. Ben bir taraftan rahat olmalıyım bir şey olmaz diye kendi kendimi avutmaya çalışsam da içimdeki anne rahat bırakmıyor, içimi kemiriyordu adeta. Her ne kadar içimdeki Anne yi dinlemek istemesem de bazen onun ne kadar haklı olduğunu görüyorum ve yaşıyorum. Tıpkı dün gece yaşadığım kabus gibi.
Damar yolu yapıldığında pek bir cesaretliydik Görkecim

Çocuklar bütün gece boyunca birbirlerini takip eder gibi bir Görke bir Berke bir taraftan kusma diğer taraftan ishal ve yüksek ateş sorunlarıyla bayağı zorlu bir gece yaşattılar bana.1 saat bile uyumadım desem inanın lütfen. Tam hadi artık biraz uyumalıyım deyip uykuya daldığım gibi;
-Anneeeeeee diye bir ses beni hem ürkütüyor hemde çok üzüyordu. Onların hastalığını görmek gerçekten üzücü ve de yıpratıcı. Evet her şey onlar için ne olursa olsun onların sağlığı için. Belki manevi tatminkarlık deyin ne derseniz deyin ama içimizdeki çocukluğu öldüremediğimiz gibi içimizdeki annelik duygusunu da görmezden gelmeyelim bence. Aslında kimi zaman yaşatmam gereken anneliği çoğu zaman yaşattığım halde dün onlara arkadaşlı edip arkadaşlarının doğum gününe hasta olduğumuz halde gitme kararı aldım ve dolayısıyla geceyi hastanede serum yiyerek geçirdik. Şimdi sizler soruyorum, çünkü ben artık içinden çıkamıyorum. İçimdeki anneliği yaşatmalı mıyım yoksa yaşatmamalı mıyım ? Çocuğum yemek yemek istemediği halde içimdeki anne onu zorlayarak yemek yedirmeli miyim örneğin ? Veya çoğu zaman ders çalışma isteği olmadığında ben içimdeki otoriter anneyi devreye sokup biraz da eğitmenlik yönümle onları çalıştırarak iyi mi yapıyorum kötü mü? Kısacası içimdeki otoriter anneyi yaşatmalı mıyım yoksa öldürmeli miyim ? Yorumlarınızı bekliyorum...

4 yorum:

  1. Annelikte ogrenilmesi gereken en onemli seyin biraz genis bir anne olmak oldugudur sevgili Gonul. O yuzden icindeki otoriter anneye biraz ozgurlugun ne demek oldugunu ogretirsen, ucup gidecektir. Ben cok kurallardan yana degilim, o yuzden yaptigini elestiremem, ben de olsam aynisini yapardim. Gecmis olsun cocuklara, sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  2. Gönül hanım öncelikle yazınızın beni çok etkilediğini söylemeden edemeyeceğim. Bence sorduğunuz soruların salt kesin bir yanıtı yoktur. Örneğin ders çalışma konusundaki otorite yeri geldiğinde sert olurken. Yeri geldiğinde de çocuğumuzun psikolojisini düşünüp havalarında artık ısındığını gözönünde bulundurursak çocuklarımıza kesinlikle hak verip aslında herşeyin ders olmadığını onlara göstermeli deşarj olmalarını sağlamalıyız. Tabiki süreklide ders konusu esnetilip gezmek tozmak bu gibi şeylerle vakit kaybedilmemelidir. Yemek konusuna gelecek olursak hepimiz sofradan kalkıp sanki oyun kaçıyormuşcasına yetişme telaşı ile büyümedik mi. Hem niye deriz her zaman. Ahhh gençliğim . Ahh çocuklığum ne güzeldi diye. Bırakalım bir kez gelen o muhteşem ömrün cennet yılları çocukluğu çocuklarımızda doyasıya yaşasınlar. Çocukluk onlar için asla kısıtlamaların olduğu yıkılmaz otoritelerin olduğu yıllar olarak hatırlanmasın. Ayrıca büyük geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum allah böyle bir yazı yazmayı size bir daha nasip etmesin inşallah sağlıklı mutlu yıllar diliyorum hem çocuklarınıza hem güzel ailenize

    YanıtlaSil
  3. Sevgile Gönül sormuş olduğun sorunun cevabını ben de net olarak bilmiyorum. Ben de çocuklarıımı çok özgür bırakan bir anne değilim. Benim de içimde otoriter bir anne durmadan hayır diyor ve bu anneyi bir türlü susturamıyorum. Eğer o anneyi biraz susturabilsem çocuklarımı daha özgür yetiştirmiş olacağım ama ne yazık ki ben henüz başaramadım. Bu arada çok geçmiş olsun.. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. Çok haklısınız aslında çocukluklarını yaşamaları gerekiyor ama işte diğer çocuklarla aradaki yaş farkını düşündüğümde yani yaşından 1 yıl önce sıralarla tanışmış olan çocuklarımın bir yerine iki çalışmaları gerektiğinin de bilincinde olduğum için belki de çok kasılıyorum ve bu da çocuklarım açısından beni çok üzüyor..

    YanıtlaSil