Hayatınızda ilk defa ne zaman mutlu oldunuz ? İlk adımınızı attığınızda mı, ilk koştuğunuzda mı yoksa ilk yağmurda ıslanıp bundan keyif aldığınızda mı ? Çocukluğunuzu düşünün, en çok neye güldünüz, ne için kahkaha attınız. Bana sorarsanız bu aralar en çok düşündüğüm şey insanların büyüdükçe içtenliğini kaybetmesi ve sonrasında gülme isteklerinin de azalması....
Mutluluk, siz çocukken ummadığınız anda size çikolata alınmasında gizliydi, babanızın şefkatinde, annenizin dizlerinde.. Sonra zaman geçti, O geldi hayatınıza. O' nun gülüşü gülüşünüz oldu, elinizi tuttuğunda mutlu oldunuz, bıraktığında mutsuz.. Çocukken ilk gördüğünüz yağmurun sizi ıslatması nasıl da mutlu etmişti sizi oysa..Sonra aşık olduğunuz kişi sizinle ıslanmak istemeyince ne kadar mutsuz oldunuz...
Biz hep anlamlar yüklemeye başladık gülmelere, mutlu olmak için hep birilerine ihtiyaç duyduk. Kendi kendimizi mutlu etmek hiç öğretilmedi bize, zaten kendimiz de öğrenmek istemedik. Aynadaki görüntümüze düşman olduk, kalbimizle dost olamadık, beynimize söz geçiremedik. Aradan yıllar geçtikçe, çok zaman geçtikçe çözdük gerçeği '' mutluluk içimizde '' ne sevdiğimiz birinde, ne başka maddi bir şeyde...
Mutluluk sizin kendi kendinize olan ufacık bir gülüşünüzde ufak bir konudaki başarınızda, kendinize teşekkür etmenizde. Arkadaşlarımla ya da öğrencilerimle konuşurken hep bunu anlatıyorum artık. Kendinizi kötü hissettiğinizde içinizdeki çocuğa bir göz kırpın, aynada kendinize bir gülücük atın, ''bugün fıstık gibisin'' deyin, ''bugün bütün güzel şeyleri hak ettin '' deyin. Kıymetli olduğunuzu unutmayın..
Çevremde negatif enerjisi ile hayattan bıkmış bir halde dolaşan ve sürekli şikayet eden insanların artık tazelenmesi gerektiğini anlatıyorum. Hayat çoğu zaman sil baştan yaşatır kendini. Acılarla tecrübe edilmiş bir hayat kişilik kazandırmaz. Yalnızca öğrenilmiş duyguların sahibi olursunuz o kadar. Ne zaman ne yaşayacağınızı nasıl bilebilirsiniz ki ? Bu sebeple hayat şimdi var ve şimdi güzel.
Her şeyden önce siz varsınız, siz değerlisiniz, hayatınızdaki en önemli şeysiniz. İşte kim bunu fark ederse mutluluğun sırrına erişmiş olur. Unutmayın bu ruh, bu beden size büyük tasarımcının ( Allah'ın ) hediyesi, onu gülümsetip mutlu etmekse elimizde..
Ve şunu da unutmayın ki ;
''Gülmenin olmadığı yerde hayat durmuş demektir. Gülümseyin yan etkisi yoktur. ''
Mutlu kalın...
Gönül Dicle İpekçi