Gönül Dicle İpekçi Web Sayfaları

17 Mayıs 2014 Cumartesi

Fareler ve İnsanlar


Bir Madencinin dile getirdikleri; 

Çalıştığımız ortamda bize yemek vermiyorlardı. Bizler de evimizden ekmek arası bir şeyler getiriyor onları yiyorduk. Yemek için mola saati kesinlikle yoktu. İşlerin azaldığı bir ara ayaküstü ekmeklerimizi yiyorduk. Ayrıca diğer bir sorunumuzda yiyeceklerimizi farelerden korumamız gerekiyordu. Bize yiyeceklerimizi korumamız için bir poşet veriyorlardı. 

Bunları çalıştığımız yere yakın bir yerde tavana asıyorduk. Yemek yemeye geçince farelerin poşetlerimizi tırtıkladıklarını, kimi zaman ekmeklerin ucundan yediklerini görüyorduk. Ben çoğu kez aç kaldım. Ama birçok işçi arkadaşım bu duruma çoktan alışmıştı. Farenin dişlediği yerleri kopartıp ekmeklerini yiyorlardı.
Arada mideniz bulanır, başınız ağrır, kendinizi kötü hisseder yeryüzüne çıkmak isterseniz, asla izin vermezler. Otur bir köşeye bekle derler. Ayrıca suyumuz bitince de çıkamıyorduk. Sularımızı kendimiz yanımızda getiriyorduk. Sırt çantamız çok ağırdı, daha da ağır olmasın diye yanımıza mümkün olduğunca az yiyecek ve içecek alıyorduk. Madenin dışında bir kantin vardı. Çayı bile kendimiz  para ile alıyorduk.
Bu nedenle ben ambulansta sedye kirlenmesin diye çizmesini çıkarmak isteyen işçiyi çok iyi anlıyorum. Çalıştığımız, soyunduğumuz, yıkandığımız hiçbir yer temiz değildi ki… Temiz yere hasret olduğumuz için temiz gördüğümüz hiçbir yeri kirletmeye kıyamıyorduk...
.

2 yorum:

  1. Insani insanligindan utandiran aciklamalar. Ne diyecegimi bilemiyorum gunlerdir perisaniz ve daha da olacagiz. Cok yazik oldu onca insana.

    YanıtlaSil
  2. Biz, bu ülkenin kimsenin umurunda olmayan acılarını tek başımıza çekmekle meşgulüz..

    YanıtlaSil