Gönül Dicle İpekçi Web Sayfaları

3 Mart 2021 Çarşamba

                               

                                    TOPRAK


                    


Bazen yastığa başımı koyduğumda “bugün de insanlık için hiçbir şey yapmadım.” diye sıkıldığım, üzüldüğüm anlar olmuyor mu ? Tabi ki oluyor.  Belki o gün daha fazla kitap okudum, belki daha çok para kazandım, belki daha başarılı oldum, belki beni mutlu edecek daha çok şey yapmışımdır o gün. Ama şöyle bir düşününce bunların hepsini “ben” için yaptım ve bir gün ben yok olacağım. Dünyadan ayrılırken ise kazandığım para ve başarıyı kocaman bir balonun sönüşü gibi izleyeceğim. Gerçekleri söylüyorum size. Biz içi hava olan kendi balonumuz ile yıllardır uğraşıyoruz. Hele bir de bunun içine hiçbir değeri olmayan Prof. Dr. Av. Müdür vb. etiketlerle helyum havası basıyoruz. Uçtukça uçuyor ve gün geliyor o balon patlıyor ve bizim, yüksekten düştüğümüz ölçüde canımız yanıyor. Zaten bizim canımız hep kendimize yüklediğimiz anlamlardan dolayı yanıyor. Ah ki vah, bu gözler ne cahil profesör ve ilim adamları gördü yüksekliğinden yanına yaklaşılamayan…

Peki değerli olan şey neydi? İçi hava olmayan ve öldükten sonra sönmeyecek balon var mıydı? Gülümseyerek ölmek mümkün müydü? Cevap ise çok basit, cevap “ben” değil “sen” idi. Yıllardır kendi toprağımızı suladık. Başkasının toprakları aklımızın ucuna gelmedi. Ancak başka insanların topraklarını da sulasaydık biz ölsek bile o topraklar hala yeşermiş olacaktı. Cevap buydu. Cevap, başka insanların hayatına dokunmaktı. Tuttuğum el sayısıydı. Kurtardığım hayatlardı. Suladığım topraktı. Yeşerttiğim insanlıktı.

Bugün içimde bir sıkıntı varsa henüz bunu başaramadığım içindi, yazıyorsam başka toprakları sulamayı sevdiğim içindir…

peki neydi
neydi bizi değerli yapan

tuttuğum el sayısıydı
kurtardığım hayatlardı
dokunduğum yaşamlardı
suladığım topraktı
yeşerttiğim insanlıktı..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder