Geçmişi düşünürsen masal,
geleceği düşünürsen hikaye,
bugünü düşünürsen gerçektir.
Her güne hayatının en güzel günü olması için şans ver.
Mark Twain...
Hayatta ne yapıyorsak yapalım her şeyin hakkını vererek yapmalıyız , sonuçta bize bir şey kalamayacak bile olsa tam anlamıyla yapmış olduğumuz bir şeyden asla pişmanlık duymamalıyız. Geçmiş ya da gelecek ile değil anı yaşamalıyız. Şu an var sadece. An' da olmalıyız. Gerçek kaynak orası...
Zamanımızın hızla geçtiği ve artık zamanın yeterli olmadığı bir dönemi yaşıyoruz. Hayat artık bir koşuşturmaca ve çoğu insan için de ağır gelen bir rutin haline gelmiştir. Tatili artık iple çekiyoruz ve zaman dilimindeki en ufak bir boşluğu özlemle bekliyoruz. Hafta sonunu beklerken pazar günü de pazartesi sendromunu yaşıyoruz.Ve artık öyle bir hale geliyoruz ki zamanımızı öldürdüğümüzü ve sıkıcı hale geldiğini düşünmekten alıkoyamıyoruz kendimizi. Zaten acı olan da budur değil mi ? Oysa artık dur demenin zamanı çoktan geldi. Şöyle bir durup derin nefes almalıyız. Hayatımıza anlam katacak seçimlerimizde bizi motive edecek güzelliği düşünmeliyiz. Biz neyle mutlu olabiliriz ?; nasıl yaparsak daha mutlu oluruz ? Bunları bilip hayatımıza uygulamalıyız. An' ı yaşama şansı vermeliyiz kendimize. Peki bu şansı nasıl vereceğiz ?
Örneğin doğasıyla muhteşem bir yere gidiyorsunuz. Orada o güzelliği gerçek anlamda yaşamak yerine hemen fotoğraf çekimine sarılıp geleceğe anı bırakmaya çabalıyoruz. Oysa şöyle derin bir nefes alıp An'ı yaşama fırsatını kaçırmamalıyız. Geleceğe yönelik anı bırakma çabası hazırlamak gayet doğaldır ancak o muhteşem yerde, her şeyi bırakıp kuş seslerini dinlemek veya denize bakmak, veya da o güzel manzaranın farkına varmaktır aslında An'ı yaşamak. Yani iyi bir geçmiş hazırlamak sadece çektiğimiz bir kaç foto ile sınırlanmamalı, o muhteşem yerin hakkını vererek yaşadıklarımızla sınırlandırılmalı aslında. İnanın o zaman çok daha mutlu oluruz...
Yine bir başka örnek verelim dilerseniz. Örneğin müzik dinlerken o an sadece zaman öldürüyor olmak yerine derinlere inerek keyifle güzel düşüncelere ufak bir yolculuk yapabiliyorsak An'ı tam anlamıyla yaşıyoruz demektir. Geçmişi artık bir tarafa bırakmalı, yani geçmişli düşünerek geleceği planlamanın bir anlamı yok. Gün içinde yoğunlaşarak kaliteli geçirilen bir planlama zamanı çoğu zaman yeterli olur. Ancak geçmişte güzel bir anıyı kafamızda canlandırıp büyük bir yaratıcılıkla planlar yapmak ta ''an'ı'' kaliteli ve planlı yaşamak anlamına gelir.
Mandela'ya sorarlar “Yıllarca acı çekmek nasıl bir şeydi” diye...
An'ı yaşamak günlerce yorulmuş olan zihnimize dinlenme fırsatı verir. Kişinin geçmişi değerlendirmesi, düşünmesi ya da gelecek ile ilgili plan yapması gereken zamanın miktarı çok azdır. Dolayısıyla zamanın çokluğu değil yaşamın kalitesidir önemli olan.
Sözlerimi, Osho'nun güzel bir cümlesi ile noktalıyorum.
''Mutlu ya da mutsuz olmanın senin yetkinde olduğuna karar verdiğin an hayatının dizginlerini ellerine almış olursun. Artık asla bir başkasının seni mutsuz ettiğini söyleyemezsin. Bu kölelikten kurtulduğunu açıklamak olur.''
Her yaşadığınız günün hayatınızın en güzel günü olması dileğiyle..
Sevgiyle kalın..
Gönül Dicle İpekçi
Keşke ben de an'ı yaşamayı becerebilsem. Geçmişe dair keşkelerim beni an'ı yaşamaktan alıkoyuyor. Ve bu durum benim çok mutsuz ediyor. Yüreğine sağlık, hislerime tercüman olmuşsun. An'ı yaşamamız dileğiyle, mutlu bayramlar...
YanıtlaSilEvet, geçmişi bir yere bırakmak tabi ki zor. Fakat biraz olsun silkinebiliyorsak ve An'ı yaşabiliyorsak ne mutlu bize. Yorumunla renk kattığın için teşekkür ediyorum ve bende iyi bayramlar diliyorum.
YanıtlaSil