Gönül Dicle İpekçi Web Sayfaları

25 Temmuz 2014 Cuma

Gitmek mi ? - Yolda Olmak mı ?

Lisedeyken en büyük hayalim gitmekti. Hani zannederdim ki odamdan dışarı bir adım atsam, dünyayı avuçlayıp, ruhumu özgürlüğe armağan edeceğim. Sonra hayalim gerçekleşti, ve yüksek lisans, doktora yapmak üzere hayallerimin ülkesi Fransa'ya gittim. İlk bir kaç sene gitmenin vermiş olduğu lezzet paha biçilemezdi. Aslında insan gidene kadar gitmenin hayali ile, gittikten sonra da hayalindeki yerde kalabilmenin umudu ile yaşıyor.

Gitmek mi, yoksa yolda olmak mı insanı cezbeden bilinmez. Ama insan zamanla anlar ki gittiği yerde de kalamaz, ve hiç bir yere sığamaz. Hep başka ülkelerin, başka şehirlerin hayalini kurar, olgunlaştıkça da anlar ki gitmek değildir sizi mutlu eden yolda olmaktır insanı asıl cezbeden. Çünkü büyüdükçe bilir ki her zaman bir adım daha ötesi vardır, her zaman daha uzağı vardır.


Yol hiçbir zaman bitmez... Jack Kerouac belki de bu yüzden On The Road ( Yolda) kitabını yazdı, ve belki de gittiği yolda  kimsenin erişemediği sırlara ulaştı. Kitapta en sevdiğim kısım ; '' Yolun sonunda her zaman bir tür sihir bekliyor insanı. Ne tuhaftır ki o sihri tek başınıza yolun sonuna gelmeden bulacaksınız.....''
İşte tam da gitmenin büyüsü bu şekildedir.

Yine de bilmelidir  insan,  gitmenin  sadece yolculuk ile değil  kitaplara dalıp gitmenin de  yolda olma şeklidir. Sihir yolun sonundadır...Şimdi soruyorum sizlere gitmek mi isterseniz yoksa kalmak mı ?....

Sevgilerimle

Gönül Dicle İpekçi

6 yorum:

  1. Çok güzel anlatılmış herşey. Ama gidenler bilir tabiiki. Bazen gitmek çok iyi geliyor. Fakat hergeçen gün daha zor oluyor. Beden gidiyor fakat bir kısmın burda kalıyor zor oluyor zor. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim Serdar bey.. Duygularınıza nail olabildiysem ne mutlu bana. Ama benim yaşadığım bu ikilem malesef bitmedi. Ve hala gitme arzusu içimi kemirir durur. Ama gittiğim yerde duramayacağım gerçeği de beni etkiler...Evet giden beden oluyor ve ruhumuz yerinde kalıyor.

    YanıtlaSil
  3. Bence ne için gittiğimiz veya ne için "yolda" olduğumuz daha önemlidir...Eğer "için"lerimiz yoksa zaten bir anlamı olmaz gitmenin-kalmanın...Ama sihir belki de yolun sonunda değil başındadır!..Bulunduğumuz yerin bir başkası için 'varış noktası' olabileceğini düşünmeliyiz...Elbette kimi o "sihri" yolun ortasında bulur...Kimi de yolun sonunda...Herkesin içinde nihayet gitme fikri varolabilir...Şahsen benim de "gitmeliyim" dediğim çok olmuştur...Belki istekten öte bir ihtiyaçtır gitmek...
    Ben kalmayı seçtim çünki bazen kalıp yapmanız gerekenler şeyler vardır, sihir yalandır! Kitabı okumadım, uyarlama filmleri ise sevmem...Fakat 'beat' kuşağı 'çiçek çocuklar' derken boş kafalı nesillerin yetişmesine vesile olduğunu düşünüyorum...Bazıları devlet başkanı bile oldu! (George Bush) Sonrası malum...
    Düşündüren yazınız için teşekkür ediyor ve devamını diliyorum.




    YanıtlaSil
  4. Teşekkür ediyorum Levent bey.. tabi ki bu da bir başka görüş açısı. Sihir yolun sonunda da olabilir veya başında da olabilir ama önemli olan o sihiri yakalayabilmek. Zaten Jack Kerouac belki de bu sihiri yolun sonuna gelmeden yakalayabilirsiniz diyor. Bizim yaklaşımımız önemli. Bizim kendimize ve başkalarına yükleyebileceğimiz pozitif enerjinin hiç tükenmemesi gerekiyor.

    YanıtlaSil
  5. Gitmek bana göre değil galiba. Ben yolda olmayı seviyorum. yeni bir şeyler öğrenmeyi, yenilenmeyi, yeni bir dünyaya yelken açmayı ama geri dönmek kaydıyla. Yolda olmak ister bir kitapla iste başka bir şeyle olsun insana yeni değerler, bilgiler, kazanımlar katar. Ben bu nedenle yolda olmayı tercih ediyorum sevgili Gönül.

    YanıtlaSil
  6. Çok haklısın bana göre çünkü gitmelerin sonu yok. Beni de cezbeden zaten bu yolda olmak ama kitapla ama başka değerlerle. Yolculuk hiç bitmesin....

    YanıtlaSil