Son dönemlerde meydana gelen çocuk cinayetleri hepimizin kafasında derin sorular bırakmaktadır. Gerçekten bu olaylar neden son dönemlerde artmıştır.Çocuklarımıza neyin doğru neyin yanlış olduğunu ne kadar anlatmaya çalışsak ise de felaket geliyorum demez ve bir gün bizlerin de kapısını çalabilir. Peki onlara kimlere güvenip kimlere güvenmemeleri konusunda nasıl yardımcı olabiliriz.
Zarar vermek isteyen kişi pek tabi ki çocuğun bir akrabası, dayısı veya ablasının eski sevgilisi de olabiliyor. Bu durumda felaket kaçınılmaz oluyor. Felaket karşısında çocuk zaten avazı çıktığı kadar bağırıyor.. Yani ona bağırmayı öğretmek bir yere kadar çözüm olabilir.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam çocuklarımıza çığlık atmayı öğretmemizi istemiş. Bu tedbir evet koruyucu tedbir olabilir. Ama bir yere kadar çünkü çocuk zaten acı karşısında avazı çıktığı kadar bağırabilir ama çok ıssız bir yerde sesini ne kadar duyurabilir. Düşünmesi bile ürpertiyor bizi. Yani kişi eğer tanıdık ise çocuğu götüreceği ıssız yere kadar sessizce götürebilir.Bu sadece çocuk değil yetişkin bir ergen ya da birey için bile söz konusu olabilir.
İyi niyetli bir kurbağa, milleti nehirde bir taraftan diğer tarafa geçiriyormuş. Hem de ücretsiz. Bir gün bir akrep yanaşmış yanına. Demiş ki, "Beni de geçirsene karşıya." Kurbağa itiraz etmiş : "Olmaz ! Sen akrepsin. Seni karşıya geçirirken beni de sokarsın", demiş. Bunun üzerine akrep, "Niye sokayım seni ? Seni sokarsam ben de boğulur ölürüm" demiş. Bu, kurbağanın aklına yatmış ve akrebi taşımaya karar vermiş nehrin karşı kıyısına. Taşırken, sırtında bir acı hissetmiş. Akrep sokmuş kurbağayı. Kurbağa can havliyle dönmüş akrebe ve sitem etmiş : "Niye yaptın bunu akrep kardeş ? Bak şimdi ikimiz de öleceğiz. Niye yaptın bunu, niye?" diye sormuş. Bunun üzerine akrep omuzlarını düşürmüş ve son derece çaresizce yanıtlamış : "Yapabileceğim bir şey yok. Benim de tabiatım böyle." demiş.
Buradan çıkaracağımız sonuç her şey önce eğitimden geçer. Kişinin psikolojik eğitimi ve ruhsal gelişimine hiçbir katkısı olmamış aile eğitimine önem verilmeli. Ortada bir suç toplumu var ise öncelikle bunu değiştirme yoluna gitmeliyiz. Bugün Avrupa da, Amerika da çocukları tehlikelere karşı korumak için bir dizi yasalar var. Bizim bu önlemleri ve tedbirleri inceleyip kendi şartlarımıza uyanları değerlendirme ye almamız gerekiyor.
Gelişmiş ülkeler, çocuklara karşı işlenen cinsel taciz, tecavüz, fiziksel ve psikolojik işkence suçlarına karşı bir dizi önlemler ile, bu suç ve suçlulara karşı mücadele ediyorlar. Bizim çocuklarımız da en az o çocuklar kadar korunmayı ve insanca yaşamayı hak ediyorlar. Bir psikopat ya da bir sapık tarafından öldürülmeyi hak etmiyorlar. Lütfen artık çocuklarımızı kaybetmeyelim. Lütfen ne gerekiyorsa bir an önce yapılsın. Bunu herşeyden önce bir anne olarak ümit ediyorum. Gizemlerimiz, Mertlerimiz ölmesin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder